İskenderun’dan Peder Antuan Ilgıt, Selçuk’tan Peder Jawahar Jerry Cutinho, Büyükada’dan Rahibe Myriam Oyazo ve Focolare Cemaati’nden Agi Dlabig’in de aralarında bulunduğu Türkiye’nin dört bir yanından gelen 38 genç, İtalya-Bologna’ya uçmak üzere İstanbul Havalimanı’nda buluştu. İndiklerinde Peder Carlo Pagliari ve birkaç genç onları bekledi. İtalyan ailelerle 2 gün geçirdikten sonra herkes gece otobüsüne binip Barselona’ya gitti ve orada 2 gün daha kaldılar. İkonik Sagrada Familia Katedrali’nde bir Ayin kutlandı. Yolculuğun bir sonraki durağı, 8 saat uzaklıktaki İspanya şehri Toledo’ydu ve yine 2 gün orada konakladılar. Son varış noktası, Portekiz’in Başkenti Lizbon’a arabayla 1 saat uzaklıkta bulunan Santa Cruz Kasabası oldu. Grup, Lizbon’a günlük olarak yola çıkmadan önce kahvaltıyı paylaştığı Portekizli ailelerin yanında 3 gece geçirdi.
İzmirli 3 genç arasında Kuşadası’nda yaşayan 20 yaşındaki Ali de vardı. İzmir Ege Üniversitesi’nde İklimlendirme ve Soğutma bölümünden mezun oldu, makina mühendisliği okumaya devam edecek..
Ali için öne çıkanlar arasında, Haç yolu, Arena’da Papa ile düzenlenen ilk Ayin, ama hepsinden de önemlisi, Peder Antuan Ilgıt sayesinde grubun Papa Hazretleri ile özel bir görüşme gerçektirmiş olmasıydı. “Yaklaşık yarım saat süren bu unutulmaz anımızda Türkiye’yi ve ülkedeki Hristiyan azınlıkları konuştuk. Papa, bizim için ve Türkiye için her zaman dua ettiğini, güçlü olmamız gerektiğini, her şeyin güzel olacağını anlattı.” dedi.
Ali, Papa ile yaptığı kişisel görüşme sırasında, İç Anadolu şehirlerinde Hristiyan olmanın Ege Bölgesi veya İstanbul’da olduğundan daha zor olduğunu düşündüğünü beyan etti.
Bu toplantının yapıldığı gün, Gaziantepli bir gencin doğum gününe denk geliyordu; Papa tarafından ikram edilen pasta ve içecek, grubun tüm üyeleri tarafından yine Papa Hazretleri Francesco ile paylaşıldı.
Ali: “Orada olmak, Papa’nın yüzünü görmek huzur doluydu. Hiçbir endişe ya da kaygı yoktu, tüm sorunların çözüldüğünü hissettim. Papa ile beraber olmak, onun bizim için dua ettiğini Papa’nın kendisinden ve yüz yüze duymak anlatılmaz bir duygudur.” dedi.
Sözlerine devam eden Ali: “Niçin bu buluşmaya katılmak istedim? Çünkü Dünya Gençlik Günleri’nden daha önce bahsedildiğini duydum, 2 milyona yakın tüm dünyadan gençler bir araya gelip farklı dillerde de olsa, tek cümleyle Tanrı’yı övmek için buluşmak ve Rabbin bizim için söylediklerini işitebilmek çok güzeldir. Çok muazzam bir ortam vardı orada.
Oradaki alana gitmek için yaklaşık 2-3 saate kadar yol yürürdük. Cumartesi akşam oradaydık, Papa bizimle konuştu, sahnede çeşitli dans gösterileri, müzik dinletileri oldu ve bu böyle sabah 3’e kadar farklı dillerde ilahiler söylemeyle devam etti.
Sonra bu alanda uyuduk, – 2 milyon genç uyku tulumunda – çünkü Pazar sabah 9’da Papa kutsal Ayin yönetecekti.” dedi.
Ali ekliyor: “O kadar genç vardı, en çok hoşuma giden şey de, orada çok gönüllü insanların olmasıydı; yemek hazırlayan, temizlik yapan, sorumluluk sahibi, gönüllü esasına göre çalışanlar vardı ve bizi hiç tanımamalarına rağmen bizim için çalışıyorlar ve canı gönülden mutlu şekilde bize yardım ediyorlardı. İtalya’da ve Portekiz’deki aileler bize kapılarını açtılar. Onların Tanrı’ya hizmet etmeleri, o kadar istekli olmaları benim çok hoşuma gitti, beni çok etkiledi. Hepimiz aynı konu için, Tanrı’yı yüceltmek için bir araya toplandık, çok sevinçli ve çok kardeşlik dolu bir paylaşım oldu.”
Metalurji ve malzeme mühendisliği ve mekanik mühendisliği okuyan, 21 yaşındaki İzmirli Melis de, Dünya Gençlik Gününe katılan üç İzmirli gençten biriydi.
Şöyle anlatıyor: “Bence Dünya Gençlik Günlerine katılmak istemeyecek bir genç Katolik bile tanımıyorum. Benim için öncelikli amaç özellikle Türkiye’den ve dünyanın her yerinden birçok genç Katolik ile birlikte dua etmek, ilahiler söylemektir. Ben Türkiye’de yaşadığımdan dolayı, bu buluşma daha önce hiç tecrübe etmediğim bir şeydi, o yüzden çok değerliydi. Herkesin gözlerinde sevgiyi ve İsa Mesih’i görüyorduk. Papa ile tanışmak, başka ailelerin evinde kalmak, kültürler tanımak ve paylaşmak, kutsal mekan olarak gördüğümüz Barselona Sagrada Familia’da 39 Türk olarak Ayin yapabilmek, zannederim ki Türkiye’den bu kadar büyük bir Katolik grubu orada hiç bulunmadı.”
Melis şöyle devam ediyor: “Ben Türkiye’den giderken aklımda ve yüreğimde bir sürü soruya cevap arıyordum. Bu yolculuk bana cevapları verdi. Tanrı’dan bilgelik ruhuna dair bir lütuf aldım. Türkiye’de Hristiyan olmak zor, bu yüzden Dünya Gençlik Günü gibi bir organizasyonda Hristiyanlıkla ve Tanrı ile ilgili aradığım tüm cevapları buldum. Burada Türk Hristiyanları az ve yalnız. 40 kişiyi benim ailem gibi hissettim, aynı ortamdaydık ve ilk defa hayatımda anlaşıldığımı hissettim.
En önemli an ise Papa ile konuştuğum andı. Ona dedim ki ‘Türkiye’de Hristiyan olmak giderek daha çok zorlaşıyor, aydınlık yıllar geçtikte azaltıyor, lütfen Türkiye için dua edin.’ O da, ‘Tamam’ dedi, ‘dua edeceğim.’”
Melis için de unutulmaz bir zaman oldu: “Sagrada Familia’da Ayin esnasında muazzam bir koro ve yaklaşık 20 peder vardı. Çok kalabalık ve çok güzel bir birliktelik vardı ve unutulmazdı. Antoni Gaudi ibadet ederken, dua ederken insanın içi Kutsal Ruh ile doluyor, onu hiç unutmayacağım. Bu Ayin İtalyan grubu ve Türk grubu için yapıldı.” dedi.
“Bu tüm yaşanan günler sana ne verdi ve sen ne bıraktın?” sorusuna: “Yalnız olmadığımı anladım. Benim gibi hisseden bir sürü Türkiye’den genç ve onlarca Avrupalı genç olduğunu gördüm. Muhteşem anılar kazandım, tanıştığım ve kaldığım aileler iletişimde kaldığım bir sürü dost, inanılmaz ilahiler ve dans gösterileri, dualar da şahaneydi. Papa Francesco sayesinde bu Dünya Gençlik Günü öncekilerine hiç benzemiyordu.
Hem sanatla çok iç içe, samimi, kültürel paylaşım doruktaydı, mükemmel bir kardeşlik ortamı da oldu. Dünya’daki hiç bir şey bu iki haftayı satın alamaz.”
Türk grubunun dönüşü ilk olarak Lizbon’dan Barselona’ya 18 saatlik uzun bir otobüs yolculuğuyla gerçekleşti. Geceyi orada geçirdiler ve ertesi sabah İtalya’nın Reggio Emilia bölgesine doğru yola çıktılar. Orada Peder Carlo Pagliani ve cemaati onları karşıladı ve grupla birlikte kilisede kaldılar. Ertesi gün dinlenme günüydü. Türkçe ve İtalyanca ilahiler bir arada seslendirildi ve Ayin düzenlendi. Son akşam, lezzetli ev yapımı pizzalardan paylaşmak ve vedalaşmadan önce birlikte dua etmek güzel bir fırsattı. Ertesi sabah Bologna’ya ulaşma ve İstanbul’a uçma zamanı gelmişti, ardından saat dörtte Peder Jawahar Jerry Cutinho ile birlikte gözleri yıldızlarla ve zihinleri herkes için unutulmaz anılarla dolu olarak İzmir’e döndüler.